Ne Yapacağız Bu Kadar Starbucks'ı?
En çok sevdiğimiz şey çay mı kahve içmek mi?
Cevap herkese göre değişecektir. Ama son yıllarda Türkiye’nin kahve tüketiminde ciddi oranda yükselme var. Türkiye'de kişi başı tüketim 0.4 kg. yani 400 gram. Türkiye'de yılda yaklaşık 30 bin ton kahve tüketiliyor. Pazarın büyüklüğü ise 500 milyon TL'nin üzerinde. Bu pazarın 125 milyon TL'lik kısmını Türk kahvesi oluşturuyor. Ülkenin temelinde Türk Kahvesi tüketimi olunca da farklı tarzdaki kahvelerin tercih edilmesi de doğal karşılanıyor. Kahvenin ana vatanlarından topraklarımıza gelmesi ile tüketim değişiklikleri de görülmeye başlandı. Özellikle sütlü veya sütsüz içim şekilleri. Espresso veya Americano gibi çeşitler ile de daha fazla seçeneğimiz olmuş durumda. Peki yıllar sonrasında bu çeşitlilik nereden geliyor? Ekonomi politikaları sonucunda Türkiye, liberal bir pazar anlayışı ile bir çok marka için cazibe noktasına dönüştü. 90’larda birçok büyük marka Türkiye’de ilk mağazalarını açmaya başladı. Özellikle restoran ve hazır giyim mağazacılığı ile gelişen sokaklar caddeler oldu. Mcdonals, Pizza Hut, Arby’s, Zara, Adidas gibi markalar ilk mağazalarını açtılar ve ürünlerini satmaya başladılar. Sonucunda, yerli mallar veya üretim için çok güçlü rakipler ve kural koyucu oyuncular devreye girdi. Bu olumsuz bir cümle değil. Tam tersi rekabet, sistemi veya düzeni geliştiriyorsa, pazara faydası olur. Herkes iyi olmak için gelişir. En kazançlı da tüketici olur. Çünkü karar verici odur.
Peki Starbucks bu denklemde nerede?
Starbucks Türkiye’de ilk mağazasını 2003 yılında İstanbul'da Bağdat Caddesi'ne açtı. 2022 Ağustos ayı itibarıyla Türkiye'de toplam 596 şubesi var. İşte bu soru. Ne yapacağız bu kadar Starbucks’ı?
Kültürel
Sohbet etmeyi çok seviyoruz ve tabii ki çay & kahve ile eşliğinde. Gelişen ve büyüyen şehirlerde sosyalleşme alanlarımız restoranlar ve kahveciler oldu. Eskiden evlerde veya benzeri noktalarda sosyalleşen bireyler, şimdi ise 2 kahve alıp derin derin, uzun uzun sohbet edebiliyor.
Ucuz
Bir çok kaynakta Dünya’da kaliteli (ortalamanın çok üstünde) bir yaşam sürmek için aylık min.5000$ geliriniz olmasını belirtilir. Gelir böyle olunca 2$’dan başlayan fiyatlarla satış yapan bir markanın herkese ulaşabilmesi mümkün mü? Açlık sınırında yaşayan bir kişinin bile isteyebileceği ve satın alabileceği bir rakam. (tabii ki temel ihtiyaçlarını çıkardıktan sonra elinde para kalırsa).
Standart
En büyük avantajı tadının hiç değişmemesi. Her satın almanızda neredeyse aynı kahveyi içiyor olmanız, bir organizasyon için çok kıymetli. Evet, reçeteler belli ve içeceğin %80’i makine yapıyor diyorsunuz ancak o düzeni kurmak ciddi bir know-how gerektirir. Çalışan profili, dili, mekan konumlandırması, açıldığı lokasyonlar her biri bir bütün olarak hareket ediyor.
Starbucks’ın Covid-19 döneminde eticaret sitesi kurup bu dünyaya hız verdiğini biliyor muydunuz?
En büyük geliri mağazadan olan Starbucks, Pandeminin ilanı ile tüm dünyada ciddi zararlar etmeye başladı. BBC Türkçe’nin haberine göre ‘‘Amerikan kahve zinciri Starbucks, Corona virüs salgınında personelini korumak ve hükümetin salgını kontrol altında tutma çabalarına destek olmak için Çin'deki şubelerinin yarısından fazlasını kapattığını açıkladı. Çin’de yaklaşık 4 bin 300 şubesi bulunan şirket, hızla büyüyen salgının finansal performansını etkileyeceği uyarısında bulundu. Starbucks CEO’su Kevin Johnson şirketin “çok dinamik bir süreçten” geçtiğini söyledi. Şirket yetkililerine göre, Starbucks ilk çeyrekte beklenenden daha iyi performans sergilediği için yıllık kâr tahminlerini revize etmeyi planlıyordu. Ancak virüs salgını nedeniyle bu kararından vazgeçti. Starbucks, Çin’deki ilk şubesini Ocak 1999’da Pekin’de açmıştı. Şirket küresel satışlarının yüzde 10’unu Çin’de yapıyor. Bu nedenle Çin pazarı şirketin büyüme hedeflerinin lokomotifi konumunda görülüyor. Çin’deki salgın, diğer küresel şirketleri de zor durumda bıraktı.’’
Haberin özeli Çin ile ilgili olsa da çok net biliyor ki Coronavirüs Çin kadar tüm dünyayı da aynı şekilde etkiledi. Global markaların maliyetleri yukarı giderken gelirleri düştü. Markalar, Hal böyle olunca müşterisine nasıl ulaşabildi? Eve teslim modellerine geçtiler. Bir çok marka, kargo şirketleri veya Yemeksepeti, Getir gibi ara yüzler sayesinde müşterisine ulaşmaya başladı. Dijital Pazarlama veya bir E-ticaret sitesi kurarak da müşterisine daha iyi hizmet vermeye başladı.
Starbucks’ın hala belirli ürünlerini internetten sattığını ve adrese teslim şirketleri ile hizmetini müşterilerine ulaştırdığını biliyoruz.
Bir işletme, kazanç var ise işe devam mı eder yoksa durur mu?
İşletmeyi yöneten akıllara göre değişiklik gösterir. Alacakları risk yolun gideceği yönü şekillendirir. Bu yıl iyi para kazandık duralım yerimizde diyen girişimciler, tüccarlar olduğu kadar; bu bize yetmez bas gaza diyen işletme sahipleri de var. Büyük organizasyonlar için durmak iyi değildir. Durağanlık pazarı kaybetmesine, yeni rakiplerin köşeleri kapmasına sebep olur. O nedenle her köşede olup en iyi reklamı mağazadan yapan Starbucks, Türkiye’de de hız kesmeyecek gibi duruyor. Her geçen gün yeni açılan bir Rezidans, AVM veya Çevreyolu’nda karşımıza çıkmaya devam edecektir.